Büyükada,  Hakkımda

Ada Sevgisi

Ada sevgisi bana babamdan miras! Bütün çocukluğunun ve gençliğinin yaz aylarını Burgazadası’nda geçiren babam, evlenip çoluk çocuğa karıştıktan sonra da Adalar’dan vazgeçmemiş. Büyükada’da önceleri her yaz ev kiralayarak, sonra tek katlı bahçeli küçük bir ev satın alarak bizlerin de yaz aylarında ada atmosferinde yaşamasını sağlamış.

Bugün adadaki evimde kuş sesleriyle uyanıp deniz, çam, çiçek kokularını içime çektiğim her sabah ya da keşfetmek için gittiğim yeni bir adada güne benzer bir ortamda merhaba dediğimde, bana ada sevgisini, adalılık ruhunu aşılayan babamı sevgiyle, özlemle, minnetle anıyorum. Kuşkusuz babam da adalı oluşunu Selanik’ten İstanbul’a gelerek Nişantaşı-Burgazada ekseninde kendilerine yeni bir yaşam kuran ailesine borçlu.

Eğitimimden söz etmek gerekirse, ailemin birçok ferdi gibi ben de, dedem Fahri Refiğ’in kurucular heyetinde yer aldığı Şişli Terakki Lisesi’ni bitirdim. 1976’da İktisadi ve Ticari İlimler Akademisi’ne bağlı Maliye Muhasebe Yüksek Okulu’ndan mezun oldum.

Aynı yıl, bir başka aile geleneğinin izinden giderek basın yayın dünyasına girdim, ancak mezun olduğum alanda çalışmak yerine gazeteci olmayı seçtim. Dedem Fahri Refiğ, Hürriyet Gazetesi’nin ilk İdare ve Muhasebe Müdürü’ydü. Amcam M.Refik Refiğ uzun yıllar Londra’da, BBC’nin Türkçe Yayınlar ve Spor bölümünde görev yaptı. Babam Etem Refiğ, Haldun Simavi döneminin Günaydın Gazetesi’ne yıllar yılı mali denetçi olarak emek verdi. Dayım Yaşar Gökhan da meslek yaşamının büyük bölümünü Hürriyet camiasına adamış duayen bir gazeteciydi. Bana kitap okumayı ve yazı yazmayı sevdiren kişi ise çocukluğum boyunca elinde romanla görmeye alışık olduğum, öğrenim hayatım süresince de  kompozisyon ödevlerime hatırı sayılır destekler veren sevgili annem Melahat Refiğ’dir.

İlk işyerim olan Hürriyet Gazetesi’nde çalışırken bir yandan da İstanbul Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü’nde gazetecilik masteri yaptım ve haber ajansları konusunda bir tez hazırladım. 1989 yılında Hürriyet Haber Ajansı Redaksiyon Şefi iken Hürriyet’ten ayrıldım. Sonraki yıllarda Günaydın, Dünya, Yeni Günaydın ve Radikal gazetelerinde Yurt Haberler Şefliği, Haber Müdür Yardımcılığı ve Yazıişleri Editörlüğü gibi görevlerde bulundum. Yoğun çalışma tempom 2001’de sona erdi. Emeklilik günlerimde önce “Ada” sonra “Adalı” olmak üzere iki dergiye gönüllü yazarlık yaptım, bir yandan da “nil-gün-lük” adı altında ailemin yemek tariflerini paylaştığım yemek blogu ile “blogger”lığa adım attım. Yoğun seyahatlerimiz de bu dönemde başladı.

İtiraf etmeliyim ki, okumayı, yazmayı, müzik dinleyerek portre çizmeyi kısacası evinde vakit geçirmeyi seven bir insan olarak bu kadar çok seyahat etmeyi, eşim Cengiz olmasa aklımdan bile geçirmezdim. Onun dışa dönük, hiperaktif yapısına uygun olarak sürekli yeni seyahatler planlaması, benim ada sevgimi de hesaba katarak evlilik yıldönümümüz ya da doğum günlerim için gezilerimize sürpriz ada programları eklemesi bu blog için bir birikimin oluşmasında önemli rol oynadı.

Kendimden söz ettiğim bu faslı, gazete koridorlarında büyüttüğüm ve bugün varlığı ile gururlandığım bir kız annesi olduğumu belirterek noktalıyorum. Blogda yayınlanan fotoğraflarda eşim Cengiz’in ve kızım Deniz’in de imzaları var.

Bloga aldığım Yunan adaları ile ilgili yazıların 2016’dan öncesine ait olanları Adalı dergisinde “Kardeş Adalar” dizisi bünyesinde yayınlandı. Bloga aktarırken hepsini gözden geçirdim, eklemeler ve çıkarmalar yaparak güncelledim. Yeni fotoğraflarla destekledim. Başta Büyükada (Prinkipo) olmak üzere bizim Prens Adaları’mızı da yeni Yunan adaları yazılarımla beraber peyderpey blogda bulacaksınız.

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir